23 Mayıs 2007 Çarşamba

bir rüya ki,orda hep şarkılar vardı..

içeriye adım atar atmaz,dünyanız değişiyor.duvarların rengi ,kirden ve nefesten grileşmiş,açık mavi.odanızın kapısını zorlamanız gerekiyo,açıp kaparken.yatak çarşafları değişmemiş,üzerine uzanmanız için görevliyi beklemeniz lazım.eğer odanız üç kişilikse şanslısınız,daha az karbondioksit,daha az ses,daha az refakatçi;ama sekiz kişilik odalardan birine düşmüşseniz,telefonunuz bile çalınabiliyor!.
ameliyat saatini beklemek stresli ve yorucu biraz;yarasına pansuman yapılan oda arkadaşlarınızın derin derin iç çekişlerini duydukça hele..
işte geldi hemşire;biraz asabi biraz ters galiba,gelir gelmez bağırdı millete.zaman ameliyat zamanı.hazırlan bakalım,hadi kolay gelsin.kafanda bone,üzerinde kolu biraz yırtılmış bi önlük.uzansana demirleri pas tutmuş şu sedyeye..
korkuyla bakma gözlerime anne,kötü oluyorum..
ameliyathanenin önü tıklım tıklım,ne oturucak bi sandalye var,ne de bekleyebilinecek bi salon.al işte katlandı mı iyice stresin.zamanda geçmez oldu,canın yanmıyordur umarım anne..
aralandı ameliyathanenin kapısı,çıkıyor mu ne?çıktı evet.
odamıza geldik,hadi siz gidin baba,gerisini ben hallederim..
sen şimdi uyu anne,ben burda oturuyorum.(burda oturuyorum dediğim yer,kıçımın bi daha kalkmamak üzere yapıştığı demir bi sandalye..)uyumamam lazım..

Hiç yorum yok: