25 Ocak 2010 Pazartesi

hoşgelen yeni yıla iki kocaman veda ..

bilmem farketttiniz mi ama ölülerinde birer sınıfı var.

köy ölüleri,battaniyeyle karga tulumba taşınırlar ölüm tespitine,
şehir ölüleriyse,kafalarında boneleri ve üzerlerine beyaz örtüleriyle uzanırlar sedyenin üzerine..

her ikisinde de için acır karşında uzanan bedene.

çünkü birisi,"şehirde" bir bayram kutlamasında, kızıyla senin ortak noktanı keşfettiğin ana ortak olup sevincini paylaşmıştır,
diğeriyse,"köyde" bir bayram kutlamasında, el öpmeye taa o kadar yolu gelmenize duyduğu minneti gözyaşlarıyla anlatırken gözyaşını..

ölüm gerçektir,
en az ölüm kadar ölünün sınıfı da gerçektir..
sonuç aynıdır, ikiside seni üzer, ama birinin iç acısı diğerinden birazcık daha üzer sanki..

17 Ekim 2009 Cumartesi

nefes alıyor'um ..

bence sen, uzunca bir yolculuğu,otobüsün halısında oturarak tamamladığın zaman kanıtlamıştın fedakar bir baba olduğunu..
battaniye,karga tulumba taşınış ve sarı otlar sana yakışmadılar.

8 Eylül 2009 Salı

siy-aaas ..

yaşanılan en iğrenç duygulardan biriside,
hiç tanımadığın insanlarla ısrar sonucunda bir masa etrafında sohbet etme zorunluluğunda kalıp,
senin dışında gelişen ve anlatılan şeylere kulak misafiri olmak,
tüm bunları yadırgarken,
sence doğrusunu anlatmaya çalıştığın anda yuhlanıp,
gün sonunda,
masadaki,-sen hariç- topluluğun istediği hatıra fotoğrafında,
arkada bir yerlerde,
öyle saçma bir bakışla duruyor olmaktır sanırım.
o fotoğrafı da,o günden sonra bir daha hiç görmezsin hayatın boyunca.

tam söylemek istediklerimi anlatamadım ama;bu tip bir durumda kalan birisi varsa,anlayacaktır bu kötü türkçeyle bile ne demek istediğimi.

29 Temmuz 2009 Çarşamba

..

ahlak değerlerine isyan edip ahlaksız ,
kültür söylemlerine kulak tıkayıp kültürsüz,
namus kalıplarına sığmayıp namussuz,
sabır örneklerinden sıkılıp sabırsız,
kişilik gösterilerine küfür edip kişiliksiz,
hayır isteklerine tahammül edemeyip hayırsız,
ses dalgasına kulak tıkayıp sessiz,
heyecan arayışlarından yorgun düşüp heyecansız,
vicdan dilencilerine gülüp vicdansız,
ilgi arsızlarından yorulup ilgisiz,
sevgi beklentilerinden tiksinip sevgisiz,
para sahiplerinden kaçıp parasız,
saygı öğretenlerden sebep saygısız,
... olduğum şu günlerde yaptığım hiçbir şey bana zevk vermiyor.

14 Temmuz 2009 Salı

seyir..

çabalayacak gücümün olduğu zamanlardı;
meryem ölmemiş,ahmet mezar seçme zahmetine kalkışmamıştı.

adam, daha da güçlendiğinden bahsederek,
bana mutluluk sebeplerini sıralıyordu.

benim için gülümsemek o zamanlarda daha kolaydı,
anlatılan her şeye gülümsemek üstlendiğim bir görevdi neredeyse.

kafamdan neler neler geçiyordu halbuki: mutsuzluklar,iğrençlikler,ihanetler,ölümler,unutulmuşluklar,yalnızlıklar..

anlatamıyordum,
anlatamazdım da, çünkü adam güçlü olmak zorundaydı, bense hep gülümsemek.

ağrılarından bahsediyordu,
duymak istemiyordum.
çevremde okadar çok acı çeken vardı ki bir yenisinin eklenmesine tahammül edemiyordum.

başarısızlıklarından dert yanıyordu,
kendi başarısızlıklarım bana yetmiyormuş gibi ona güçlü olmasını tembihliyordum,
ve sürekli gülümsüyordum.

(Lütfen bu yazı için yorum yapmayın.)

03/06/2009 ..

o gün sahnede birden fazla kralla tek bir soytarı vardı.
Krallar kahkahaya, soytarıysa sessizliğe muhtaçtı.
Bir tanesi emretti soytarıya : "hadi güldür bakalım!"
öbürleri alkışlarıyla,tezahuratlarıyla eşlik ettiler emre : "ha-di,ha-di,ha-di!"
sessizliğe muhtaç soytarı sağa sola kaçışmaya başladı.
krallar bu duruma önce güldüler,sonra sıkıldılar.
birkaçı sahneyi terk ederken, kalanlar soytarıyı cezalandırma kararı aldılar.

6 Haziran 2009 Cumartesi

hanımeller ..

hiç dikkat ettin mi kendine?
gözlerine baktın mı mesela aynada,
suratına,kırışıklıklarına?
inceledin mi çeneni,elmacık kemiklerini,alnını?
hangi tepkinde hangi mimiği yapıyorsun?
şaşırınca hangi kaşın öbüründen önce kalkıyor?
avucunun içinde kaç tane çizgi var?
tırnaklarının şekilleri aynı mı, yoksa bazısı kütken bazısı yuvarlak mı?
oje sürsen hangi renk yakışır düşündün mü hiç?
kuaföre sordun mu "bugün ne yapalım saçlarımı" diye,
hangi mağazaları dolaştın,
hangi vitrindeki elbisenin içinde hayal ettin kendini?
kocanla kaç kere istediğin ve sevdiğin için birlikte oldun?
kaç kere sırf kendin sevdiğin için bir yemeği pişirdin?
arabam olsa dedin mi?
olsaydı ne renk alırdın mesela,
koltukları deri mi olmalıydı?
hangi semtten ev bakmak isterdin?
kaç odalı,
merkezi sistem mi daha iyi ısıtır sence yoksa kombi mi?
duvarları ne renge boyatmak daha makul?
ışık hangi cepheden vurmalı mesela evin aydınlık olması için?
kendine-kendi isteklerine sordun mu?
kendin için yaşadın mı hiç?