28 Eylül 2007 Cuma

olay yeri inceleme..

yıl benim 354. yaşıma denk geliyordu;günse haftanın 11. günüydü.yüzümde kırışıklıklarım yoktu henüz.türüm;uğurböceğiydi.otobüs kapılarına sıkıştırılmadığım,minibüs kornalarına tanıklık etmediğim dönemlerdi o dönemler.bi kaplumbağaya aşık oldum,bana "caretta caretta" olduğunu söyledi,soyu tükenmekte değildi,ama yine de bana türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıyaymış gibi nadir ve çekici geldi.ilişkiye girdik;bizimkisi dış döllenmeydi.bizaman sonra çocuğumuz oldu,çocuğumuzun türü penguendi;kendisi 4 başlıydı.ilk gördüğümde şaşırdım;yalnızca ben şaşırdım.çünkü babası onu görmeden gitti.sonra alıştım;hem onun gidişine hem de 4 başlı piçime..
4 başlı piçim büyüdü,büyük adam oldu.her bi başı,başka başka işlerle uğraştı.kendi parasını kazanmaya başladıktan sonra;iklimleri bahane edip,ayrıldı yanımdan.üzülmedim;büyük adam piçimin gidişine de alıştım sonra sonra.bi daha da hiç haber alamadım ondan..

göz açıp kapayıncaya kadar geçti yıllar.bu sefer ki yıl;tamı tamına 217. yaşıma denk geliyordu.bu yıllarda susturulmak,konuşturulmak kadar prim yapmıyordu.ama ben hep sustum,konuş dediler sustum,alış dediler sustum,eğlen dediler yine sustum.acıktım sustum,susadım sustum,yoruldum sustum.sevindiğimde ağladım sadece,hemde sesli sesli,susmamın inadına çıkardım hıçkırık seslerimi.komşular duyunca sesleri,konuşuyorum sanmışlar,kapımı çaldılar kutlamak için konuşmamı;sildim gözyaşlarımı,tek kelime etmeden sustum yine karşılarında.şaşırıp gittiler yanımdan,bu onları son görüşümdü,bi daha karşılaşmadım hiçbirisiyle.aramadımda ben;çünkü cep telefonu henüz icat edilip,monte edilmemişti herhangi bi uzvumuza..

yıllar yine çok çabuk geçti,yılların hızlı hızlı geçişine alıştım."göz açıp kapayıncaya kadar geçer zaman"deyimini iliklerimde hissettim bu yıllarda.iyice yaşlandım.20'li yaşlarıma geldim.uğur böcekliğinden;aynada insan modeline terfi ettirildim.saçlarım vardı,taneli beyazlı;gözlerim vardı,siyah sürmeli;ellerim vardı,renkli ojeli.bunlar tamamdı da;ayaklarıma ısınamadım bi türlü,onlarda bana ısınamamış olucaklar ki hep soğuktular..
sokağa çıktım.şaşırdım;bu yıllarda da baya prim yapmış susturulmak.konuşmak için yanlarına gittim,sustular,;soru sormak için gittim, sustular;sevdiğimi söylemeye gittim yine sustular.ağızlarında sakızları,dudaklarında sigaraları vardı;ellerindeyse içki kadehleri.hep sustular..
eve gittim,geçtim aynanın karşısına.önce saçlarımı kestim,sonra sürmelerimi sildim.aldım baltayı elime,önce bacaklarıma,sonra ellerime sapladım.tekrar baktım aynaya,yapmayı unuttuğum şeyi farkettim,irkildim.onuda gerçekleştirdim.insana benzeyen her uzvumu sildim aynadan.bundan sonra hayatıma beyniyle osuran,kalbiyle kusan bi yaratık olarak devam etme kararını aldım..

26 Eylül 2007 Çarşamba

na na na ..

ve gizli odanın kapısı ardına kadar aralanır.içerden başka başka istekler,başka başka umutlar,başka başka sevinçler yavaş adımlarla dışarıya süzülür.her gelene "hoşgeldiniz,aman efendim,sizde mi geldiniz" deme ihtiyacı hissedersin.dudağının kenarına;gözlerine inanamamış ve mutluluktan ölmek üzere olan kadın gülücüğü oturmuştur..
her şey bi anda tersine dönmüşken-olumlu anlamda-;bütün sıkıntılar bi anda dağılmışken,hatta belki benden beklenmez şekilde romantikleşmişken ben;bkz;bu ağaç hep buradamıydı,bulutlar ne kadar beyaz ve puf puf,hayır üşümüyorum,rüzgar bile tatlı tatlı esiyor,gibisindeyken sözlerim;tanrım bu yanına artı işaretleri koyulan benim ismim mi demekten kendimi alamıyorum..

mutluyum,hiç olmadığım,hiç yaşamadığım olumlulukları yaşıyorum.istediğim her şey yavaş yavaş gerçekleşiyor hatta hızlı hızlı;bianda..

selena, sen mi geldin yoksa kız?..

22 Eylül 2007 Cumartesi

kutu kutu pense..

ceplerim dolusu bok böceklerim vardı benim.cebimin en dibine sıkıştırdığım,ufacık bi belgeyi çıkarmaya çalışırken;düştü,dağıldı hepsi.etrafa saçıldılar bianda.eğildim;yakalamaya,toplamaya çalıştım,olmadı.sadece bikaç tanesini koyabildim cebime.sonra istedikleri için çıktıklarını anladım.cebimdekileri,tekrar bıraktım yerlerine.küçük belge vesileydi özgürlüklerine.evet;o küçük belgeydi,benden hayallerimi çalıp,bok böceklerime özgürlüklerini hediye eden..

sevinsem mi üzülsem mi bilmiyorum.bildiğim tek şey,şuan için sıçmış durumda olduğum..

"sevinmelisin;çünkü nefes alıyosun"romantikliğine kanmıyorum.başkaları için aldığım her nefes,hırıltı çıkarıyo göğsümden;tıkanıyorum..

istediğim sürekli kazanmak yada yaptıklarımın karşılığını alabilmek değil.ait olmak,parçaları birleştirmek,yolumu çizmek istiyorum.(çizmek istediğim yol ;bebeklikten beri aşılanan, planlandırttırılan kariyerler, aman efendim ne biliyim mevkiler falan değil. kastettiğim bambaşka;benim yolum,sonuna bakmak istemediğim ama ilk adımımı atmak istediğim yolum..)

kendimi hayata bırakmıyorum;çünkü hayat diye bişeyin varlığıyla huzur bulmak istemiyorum..

ölmekten korkum yok.korktuğum tek şey;pes ederek pistten ayrılmak..

bu bensem eğer;bilmiyorum ki sen kimsin?..

----------------/---------------
bitirirken:
karamsar değilim,gerçekçiyim.ne yaptığını bilmeyen biri değilim,yada öyleysem ne yaptığımı bildirenleri dinlemeyip acı çektiğim için azda olsa mutluyum.at gözlüklerimi hiç bi zaman takamamış olmam tek kabahatim;çünkü toz pembeliği hiç tadamadım..
eğer sizde saçmaladığımı düşünüyosanız 0146 ya kısa mesaj (en popüler ismiyle esemes) yollayın,oylarınızla destekleyin beni halkım..

20 Eylül 2007 Perşembe

hakiki tosun paşa benim..

sistemin dışındalığımla övündüğüm,"asi fıri görllüğümden" eser kalmadığını;kendimi sisteme yavşarken bulduğum şu günlerde anlıyorum..

"hakiki tosun paşa benim"savaşında, 2-0 yenilgideyim..

insan sıçtığı boka bile,sifonu çektiğinde acırken;kapıdan giren acınasıların yüzlerine bile bakmayan ah o zihniyet!..

"hakiki tosun paşa" ben değilim,zaten ben insan bile değilim.kursağımda bırakılan iyiliklerimle,acınasılardan biride benim..
bahanelerle,yakınmalarla,beddualarla,şükranlarla sürsün istemiyorum ki ben yaşamım.gerçi ne istediğimi ben bile bilmiyorum.şuan için bildiğim tek şey; azimle sisteme yavşamam gerektiği..

sıfatımıza bile bakmayınız,keza, " hakiki tosun paşa"nın yanımıza uğrama olasılığı bile;sizin insafa gelme olasılığınızdan yüksektir..

yatın kalkın iman edin ey sevgili din kardeşlerim;vicdanınızın sesini bastırmaya belki yardımcı olur!..

8 Eylül 2007 Cumartesi

yokluğumdan haberler..

yok olmaya karar verdiğim an,aslında varolduğumu anladığım an oldu şimdi benim için..
sorularımdan ve sorularıma verdiğim cevaplardan korkmamaya başladım..
bana sıkıntı ve bıkkınlık-ikisi aynı anlamdaysa,anlatım bozukluğu yapıyorum-veren sorunlarıma yavaş yavaş çözümler arıyorum,hem de cesurca..
kazanmak istediklerimin ve kaybetmeyi göze alamadıklarımın üzerilerini fosforlu kalemlerle iyice çiziyorum;netleşsin,belirginleşsinler diye..
ağlamak istediğim zamanlardan utanmıyorum.ağlamak istiyosam,rahatça ağlıyorum..
daha net kararlar alıyorum kendimle ilgili;gerçekleşmesini gerçekten istediğim ve gerçekleşmesi için elimden geleni yapacağım kararlar..
uzaklaşmak istediklerimden uzaklaşıyorum;geride bıraktıklarıma acımıyorum,dönüp bakmıyorum bile sıfatlarına..
bu anlattıklarım yokolma sebeplerimdi aslında..

yokluğumun birinci gününde;
rahatça hareket edecek bi odasının olmadığından yakınan kendime,istediğini yapacak özgür alanlar sundum.mesela;mutfakta okuyorum,tuvalette yazıyorum.elektrikle değil,elfeneriyle aydınlanıyorum..

7 Eylül 2007 Cuma

bir,iki,üç tıp..

delilik tanımlamalarını yıkarak yada tanımlara aldırmadan;yakıştırılan tüm sıfatları üzerime alarak,belki de bununla gurur duyarak gidiyorum ben..

kendim,kendimle başbaşa konuşmak istediğini söyledi..

artık yokum ben,yada yoktum zaten ben..

hayır ama;yoktan varedilmediği açıklanan "madde"nin inadına;yoktan varedilmiştim,şimdi vardan yokediliyorum ben..

kendi kendime,kendim istediğimden;kendimle başbaşa konuşmak için,yok edildim ben;hemde kendim tarafından..

ve yokum ben artık;

böceklerin insan;insanların böcek olacağı zamana kadar,
uyku haplarıyla,yıllarca uyutulduğumuzun farkına varana kadar,
doğruyla yanlışın,gerçekle yalanın hiç olmadığını kavrayana kadar,
ruhlarımızı emen,güçlü karadeliğe kapılmamak için biyerlere tutunduğumuzu görene kadar,
ve kendimle konuşup;tekrar dönmeye karar vereceğim an'a kadar;
yokum ben..

5 Eylül 2007 Çarşamba

kara erik ezmesi..

uzandığım yerden önce koyunların engelli koşusuna tanık oluyorum.
1. atladı,2.atladı,3'te tamam,4 engele takıldı,5'te tamam,6,7,8...

sonra gökyüzüne bakıyorum.sisli,bulut dolu yukarısı.ay;güneşin abartılan güzelliğinden daha güzel,daha asil,daha gizemli olduğunu gösterircesine doğuyor yavaş yavaş.yanımdakinin kim olduğunu bilmeden,-ki yanımda birinin olup olmadığından okadarda emin değilim-dertleşiyorum.ona aya duyduğum hayranlığı anlatıyorum.biranda,etraftaki her şey bana doğru uçan uçağın şiddetiyle uçuşmaya başlıyor.uçak bana biraz daha yaklaştıkça,uçanın uçak değilde,zümrütü anka olduğunu farkediyorum..

kanat çırpışındaki sesi,gözlerindeki ifadesi çok korkunç.ya da geçerken önümden,hissettiğim şey korku değil galiba.böyle bişeyle daha önce karşılaşmamanın verdiği bi gariplik..

artık uyanmanın zamanı,
yada uyumanın,
yada kafanı gökyüzüne kaldırmanın,
yada kanayan eline bakmanın,
yada dedeni öpmenin,
yada yeşil bezi mermerden sökmenin,
yada susup oturmanın,
yada valizini toplamanın,eve dönmenin,el sallamanın,
kısaca veda etmenin zamanı..