9 Ağustos 2007 Perşembe

sen iste her şey çok güzel olur..

çocukluk anılarımdan vazgeçemediğim için,aile albümlerine bakmak en büyük zevkim.albümlerin kapakları,animasyon filmlerinde başka dünyalara açılan görünmez kapılardan benim için.ilk aşk,ilk bayramlık,ilk kırmızı ayakkabılar..
geçmişe açılan o kapıdan eve gelen konuklar içinden;ölüleri tebessümle,şuan koparak görüşemediklerimide kaşlarım çatık,yapma bi kızgınlıkla karşılıyorum..

geçenlerde yine albümlerle başka başka zamanlarda dolaşırken,yere düşen bi fotoğrafla sarsıldım.karşıma çıkan;habersizce çekilmiş bişeydi;ve karşımda ki konuğumu nasıl karşılayacağımı gerçekten bilemedim.beklenmeyen birinden bi telefon geldiğinde ya da gecenin bi yarısı çalınan kapı ziliyle yaşanılan bi "ne yapacağını bilememe hali !.."vardır ya,kalırsınız öylece..

arkada biz ablamla gülüyoruz,önde de o başka tarafa öylece düşünceli düşünceli bakıyor..

önce ne yapacağımı bilemememe sebep olan fotoğrafın,sonradan beni ağlattığını biliyorum..

hiçte uzak değildi sanki o yıl,o gün,o an.o'nun sadece albümlerde karşılaşınca hatırlanan bi görüntü olarak kalması ne tuhaf..

olurya;insan,albümde tebessümle karşılaşılanlar arasına girmeyi konduramaz bazılarına..

şimdi ağlasamda,yıllar sonra tebessüm ettiklerimden olucaksın biliyorum.ne demişlerdi;her şeye alışıyor insan.
nelere alışmadık,ne durumları kabullenmedik ki..

görmeye dayanamam dediğim mezarını,sularken bulucam kendimi bigün-ki ogün çok yakında-,bunuda biliyorum..

sen istedin ya;umarım her şey çok güzel olmuştur..

3 Ağustos 2007 Cuma

bu bi başlık..








yaşamak hakikatten sabır istiyormuş bazen..


şarkılar,hayat her şeyiyle yaşanmaya başlanınca,anlamını kazanıyor sanki.sürekli mutsuz değilim.sürekli mutluda değilim.ama sürekli mutlu rolü yapmaya özen gösteririm.kimse görevlendirmiş olmasada;üzüntümle,üzmeme gibi embesil bi görev üstlenirim .zaten zor olan hayatı daha da zorlaştırma kararı almak gibi bişey bu..

rolümü iyi oynarım ben.ta ki;elinde tiner şişesiyle kadıköy sokaklarına küfreden,muhtemelen geceyi ya bi bankta yada kıllı bi hayvanın böğründe geçircek olan gencecik o kadını görene kadar..
şanslı olduğunun farkına varmak,mükemmel bişey.mesela saatin kaç olduğunu hesap özeti halinde istemeyen aile fertlerine sahip olduğunu bilmek.rolüne ilham,gücüne güç katıyor insanın..taki;üç kuruş para için,darbuka eşliğinde,çıplak ayakla kıvıran parmak kadar songül'ü görene kadar..

okumak,hele de üniversitede okuyo olmak,bambaşka birşeymiş.ne biliyim,başka adamlar,başka kültürler ya da başka kitap tavsiyeleri..vs,doğru insanları tanıdığını bilmek hoş birşey,doğru olmadığını anladıklarını hazmetmeye çalışırken,varlıklarıyla huzur vermeleri sana..o huzur yetersiz kalırsa bazen;yalnız ağaçlar,yalnız dikilmiş direkler,yalnız gece lambaları,yalnız içecek açacakları,yalnız tekne..
teki kırılmış küpe,silgisi kaybolmuş uçlu kalem,gazı bitmiş çakmak..üzücü gelmeye başlar ..

ağladığını bildiklerin,yanına gelmeden siliyorsa gözyaşlarını,yaşamak işte ozaman sabır istiyormuş,hiçbişeye göstermediğin kadar sabır..

gözlerim ve kulaklarım olmasa,doğuştan hasarlı olsa beş duyu organımdan ikisi,hayat daha kolay mı olurdu acaba?.

sevgi,yıkım,mücadele,mesajlarıyla,hayata ilham veren filmlerin gerçek olması ihtimaliyle..