14 Mayıs 2008 Çarşamba

aynalar..

taslaklarda yayınlamaya cesaret edemediğim,bir yazıyı gördüğümde tiksindim önce ,kendimdem..
Sonra ; sözde kalabalıkta ağlayamam diyipte,okadar insanın neşe dolu anlarının içine sıçarak,yere çömelip danalar gibi ağlamaya başladığım zamanlarda..

Rüya görürken gerçek sanırsın da mutlu olursun ya,uyanınca altına sıçmış gibi kalırsın,rüya olduğunu anladığında..
Bazen koynunda uyuyorum bir sürü sevdiceğimin,bazen de O'na sarılıyorum,sımsıkı,sıkı sıkı,çok sıkı..

Aslında sadece O'nun yaptığına ya da O'nsuzluğa ağlamıyorum..
O anlar nasıl birşey biliyor musun?.
Yalnızsın,kimsesiz..
O'da yok zaten,kimse yok,koynunda uyuduklarında..
Paran yok(çokta umrumdaydı),içkin yok,yemeğin zaten yok,ailen yok,evin yok,giysilerin yok,ayakkabıların hiç yok..
Yalnızsın,çevrende ki kalabalık yalan..
Aralarında seni seven hiç kimse yok..
Sana sarılan eller hayal,yanağında ki öpücükler uzakta..
Müzik sadece; gece ,ışıkları olmayan bir evde gıcırdayan kapı sesi gibi,sadece mideni bulandırıyor..
Eğlenen insanların yüzleri yok,hepsi kafasında karanlık şapkaları olan zombiler gibi..
Hava buz gibi soğuk..
Sen zaten çıplaktın..
Utanman yok,utanmaları hiç yok..
Selamlaştıkların arkandan pandik atıyorlar,selamlaşmadıklarının zaten hiçte umrunda değilsin..
Kalp kırıklıklarının yanında,kalp kırdıklarınla da yüzleşmişsin..
Nokta gibi birşeysin..
Kurallara göre cümleyi bitirmesi gereken;ama ortada bitirecek bir cümle bile bulamayan,aptal bir nokta..
Ruhu olmayan bir odada,değişik seslerle uyanacağını bildiğin,gece yarılarına yürüyorsun..
Saçmalamak hoşuna gidiyor..
Kendine bile itiraf edemediğin saçmalıkların var biliyorum,öyle söylüyor içinde ki değişik sesler..

Hiç yorum yok: